Yıllarca zindanda yatırıldıktan sonra Brüksel’de derneği ateşe verilen, doğduğu köyde anne ve babası katledilen Medeni Ferho şimdi de havuz medyasının yaylım ateşinde… 

Doğan Özgüden

(Artıgerçek, 25 Şubat 2021)

Yarım yüzyıllık sürgünümde Türkiye’deki faşist baskılar nedeniyle ülkesinden uzak düşürülmüş, inançlarının mücadelesini bulunduğu ülkede de aynı azim ve kararlılıkla sürdüren binlerce insan tanıdım… Alevi, Asuri, Ermeni, Ezidi, Grek, Kürt, Laz, Türk… Bu dostların önde gelenlerinden biri de hiç kuşkusuz nerdeyse otuz yıldır Belçika’da aynı kavgayı paylaştığımız, değerli Kürt aydını, sevgili dostumuz Medeni Ferho…

Bundan dört gün önce, dünyanın tüm ezilen, en doğal hakları olan ana dilinde ifade ve eğitim hakkından yoksun bulunan halkları 21 Şubat Uluslararası Anadili Günü nedeniyle bir kez daha bu haksızlığa isyanlarını ve mücadele kararlılıklarını dile getirdiler.

Türkiye’de de Dil Hakları İzleme Belgeleme ve Raporlama Ağı (DHİBRA) bileşeni 99 örgüt o gün tam 19 farklı anadilde, Abazaca, Adığece (Batı), Adığece (Doğu), Arapça, Arnavutça, Boşnakça, Çeçence, Ermenice (Batı), Gürcüce, Hemşince, Kurmanci, Ladino, Lazca, Osetçe, Romeika, Rumca, Süryanice, Türkçe ve Zazaca ortak bir bildiri yayınlayarak “Dil hakları önündeki engellerin ortadan kaldırılması, demokrasinin olmazsa olmazlarındandır” diye haykırdılar.

Sürgünde bu mücadelenin öncülerinden biri hiç kuşkusuz yıllardan beri ana dili Kürtçe’de 30’a yakın basılı eser vermiş olduğu gibi Kürtçe televizyon ve radyolarda sürekli program yapan, Kürtçe gazete ve dergilere yazılar yazan Medeni Ferho…

Bu olağan üstü çalışkanlığı ve üretkenliğinden ötürü 21 Şubat Uluslararası Anadili Günü’nde ödüllendirilmesi gereken Medeni Ferho, tam aksine, Kürt Ulusu’nun tüm varlığına karşı savaş açmış bulunan Tayyip’in medya havuzundaki destroyerlerinden biri tarafından 22 Şubat’ta alçakça bir provokasyonla yurt dışındaki Türk-İslam silahendazlarına hedef gösterildi.

Sabah gazetesinde Medeni Ferho‘nun resmi de kullanılarak “İşte terör örgütünün Belçika’daki frekansçısı” başlığıyla yayınlanan haberde “Sabah, İçişleri Bakanı Soylu’nun da işaret ettiği PKK’nın Belçika’daki yapılanmasının izini sürdü” denildikten sonra PKK’nin dağdaki liderlerinin talimatlarının Medeni Ferho tarafından Belçika’da kurulu Kürtçe Denge Welat isimli radyo kanalından cezaevindeki örgüt militanlarına iletildiği ileri sürülüyor.

Belçika’daki Kürt diyasporası ve onunla dayanışma içindeki tüm Belçikalı demokratlar ve siyasal sürgünler, 12 Mart ve 12 Eylül cuntaları döneminden Tayyip’li günümüze dek, Özal, Demirel, Yılmaz, Çiller, Erbakan ve Ecevit iktidarları da dahil, MİT’in, SETA’nın, Diyanet’in, diplomatik misyonların, Türk-İslam’cı derneklerin ve de her iktidarın borazanlığını yapmayı ulusal görev bilen medyanın provokasyon ve saldırılarının hedefi olagelmiştir.

Bunların ayrıntılarını Artı Gerçek‘in 21 Eylül 2017 ve 12 Şubat 2020 tarihli sayılarında “Kürt Ulusu’nun Belçika Meydan Savaşı” başlıklı yazılarımda ayrıntılı olarak yazdığım için bugün tekrarlamayacağım.

Son olarak Medeni Ferho‘yu hedef alan bu alçakça saldırının siyasal ve adli planlardaki hesaplaşmasını hiç kuşkusuz Kürt diyasporasının Belçika’daki örgütleri gerektiği gibi yapacaktır.

Bu yazımda, meslektaşım, mücadele arkadaşım, yakın dostum Medeni‘yi tanıtmak istiyorum.

Medeni Ferho, 1947 yılında Midyat’ın Mizîzex köyünde dünyaya geliyor… İlkokulu bu köyde okuduktan sonraki eğitimini Midyat, Diyarbakır ve Mardin’de görerek öğretmen çıkıyor. Meslek yaşamında Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS)’ün örgütlenmesinde de sorumluluk üstlendiği gibi, Turan Şehir, Diyarbakır’ın Sesi, Mücadele ve Mardin’in Sesi gazetelerine yazılar yazarak genç yaşta basın yaşamına da katılıyor. Bu mücadeleci tutumundan ötürü yedi yıllık öğretmenlik döneminde tam sekiz kez sürgün yiyen Medeni, 12 Mart 1971 darbesinden sonra askeriye tarafından tutuklanıyor ve 1972 yılında öğretmenlikten de atılıyor.

O dönemde yazı ve şiirleri Cumhuriyet ve Yeni Ortam gazeteleriyle Varlık dergisinde yayınlanan Medeni, 1973 yılından itibaren Cumhuriyet gazetesinde tam gün gazeteciliğe başlıyor. Kaytan Osman ve Toprağın Türküsü adlı ilk kitapları yayınlanıyor, röportajları Türkiye Köylüleri Destekleme ve Yardım Derneği tarafından ödüllendiriliyor.

12 Eylül 1980 darbesinin ardından tüm Kürt aydınları gibi Medeni de tutuklanarak tam altı buçuk yıl demir parmaklıklar ardında kalıyor. Benim Medeni‘yi şahsen olmasa da ismen tanımam işte o yıllara rastlıyor…

70’li yıllarda biz mücadelemizi İnfo-Türk ve çok kültürlü Güneş Atölyeleri ile yürütürken, Medeni’nin Belçika’da eğitim görmekte olan kardeşi Derwich Ferho ve arkadaşları bu ülkedeki ilk Kürt örgütü olan Tekoşer‘i kurmuşlardı. 12 Eylül darbesinden sonra Tekoşer de diğer demokratik Türkiyeli örgütler ve Belçika sendikalarıyla birlikte cuntaya karşı ortak mücadelede yerini almıştı.

Başkanı bulunduğum Demokrasi İçin Birlik’in Brüksel’de cuntaya karşı örgütlediği kitlesel 14 Şubat 1981 gecesinde de Tekoşer mesajıyla ve folklor ekibiyle Kürt halkının sesini Avrupa kamuoyuna duyurmuştu.

Yazılı Kürtçenin pek kullanılmadığı o dönemde Tekoşer dergisinin Kürtçe yazılarını Derwich Ferho yazıyordu. Medeni‘nin hapiste olduğunu da özel söyleşilerimizde Derwich‘ten öğrenmiştim.

Kendisiyle şahsen tanışmamız ancak 90’lı yıllarda siyasal sürgün olarak Belçika’ya gelişiyle mümkün oldu.

Türkiye’de bazı Kürt milletvekillerinin tutuklanıp DEP’in kapatılmasından sonra parti genel başkanı Yaşar Kaya ile partili milletvekilleri Remzi Kartal, Zübeyir Aydar, Nizamettin Toğuç, Ali Yiğit ve Mahmut Kılınç‘ın sürgüne çıkarak Belçika’da önce Sürgündeki Kürt Parlamentosu (SPK)‘yı ardından da Kürt Ulusal Kongresi (KNK)‘yi  kurmaları, hemen ardından da ilk Kürt televizyonu Med TV’nin kurulması da o döneme rastlıyordu.

Bir Kürt aydını olarak Medeni Brüksel’de bir yandan art arda Kürtçe kitaplar yazarken, Belçika’da kurulan Med TV‘de ve Dengê Welat radyosunda programlar yaptığı gibi Avrupa’da yayınlanan Özgür Politika ve Yeni Özgür Politika gazetelerine, Rojava’da yayınlanan Ronahî gazetesine yazılarıyla sürekli katkıda bulundu.

Bu süreçte Medeni ve Derwich dostlarımın yaşadığı iki büyük acıya tanık oldum.

9 Ekim 1998’de de Esat Hükümeti’nin zorlamasıyla Öcalan yıllardır bulunduğu Suriye’den ayrılmak zorunda kalmıştı. Onun İtalya’da konakladığı günlerde Türk yöneticilerinin saldırgan demeçleri, Türk gazetelerinin ve televizyonlarının kışkırtıcı yayınları yüzünden sadece Türkiye’de değil, Türk göçmenlerinin yoğun bulunduğu Avrupa metropollerinde de vahşi gösterilerin ardı arkası kesilmiyordu.

17 Kasım 1998 gecesi Derwich‘in başkanı olduğu, Medeni‘nin de desteklediği Brüksel Kürt Enstitüsü‘nün lokali Belçika polisinin gözleri önünde üç hilalli ve bozkurtlu bayrak ve flamalar taşıyan gözü dönmüş bir sürü tarafından ateşe verildi.

Benzeri bir saldırı 18 yıl sonra, bu kez Tayyip döneminde, 17 Kasım 2016’da da tekrarlanacak, Brüksel Kürt Enstitüsü ‘nün yeni lokali de Türk bayraklarıyla donatılmış onlarca arabayla faşist sloganlar atarak gelen Erdoğan taraftarlarının yangın bombalı saldırısına uğrayacaktı.

Sürgün yaşamında Medeni ve Derwich‘le paylaştığımız ikinci büyük acı, babaları 85 yaşındaki Ferho Akgül ile anneleri 80 yaşındaki Fatma Akgül‘ün 2 Mart 2006 günü yaşamakta oldukları Mizîzex köyünde evleri basılarak alçakça katledilmeleriydi.

Tam da 12 Mart 1971 darbesinin 35. yıldönümü için Belçika Asuri Dernekleri, Belçika Demokrat Ermeniler Derneği, Brüksel Kürt Enstitüsü ve İnfo-Türk olarak Belçika Federal Parlamentosu’nda bir basın toplantısı, ardından da Brüksel Anakent Belediye Sarayı’nda “Baskı rejimlerinin Avrupa ülkelerine kitlesel göç üzerindeki etkileri” konulu bir kollokyum hazırlığı yaptığımız günlerdi.

Bu cinayete rağmen Ferho kardeşler müstesna bir metanetle her iki etkinliğin de başarısı için büyük katkıda bulundular.

Yaşamı acılarla örülü Medeni Ferho, tüm zorluklara rağmen yazmaya ve üretmeye devam ediyor. Şimdiye kadar dördü Türkçe, diğerleri Kürtçe olmak üzere 30 kitabı yayınlanmış bulunuyor. Eserlerinin tam listesini, Kürtçe olanların Türkçe karşılıklarıyla birlikte yazımın ekinde veriyorum.*

Türkiye’nin iki ana dilini, Türkçe ve Kürtçe’yi aynı ustalıkla kullanan Medeni, iki yıl kadar önce geçirdiğim ameliyat sonrası Derwich‘le ziyaretime geldiğinde, bir de sürpriz getirmişti: 410 sayfalık Türkçe romanı Masalya Ülkesi. Göz ameliyatının getirdiği engeller ortadan kalktıktan sonra okuduğum ilk kitaplardan biriydi…

60’lı yılların sonlarında hem yayın yönetmeni hem de yayıncı olarak Yaşar Kemal‘in birçok yazılarını, röportajlarını ve de dört kitabını yayınlamıştım. Onun kitaplarını daha baskıya vermeden önce müsveddelerden okurken duyduğum zevk ve heyecanı yıllarca sonra Medeni‘nin kitabını okurken yeniden yaşamıştım.

Medeni bu kitabı 12 Eylül faşist darbesinden sonra zindanda iken yazmış, hapisten binbir güçlükle dışarı çıkartmış, ama kendisi hapisten çıktığında yazdıklarınn kaybolduğunu öğrenmiş…  Üzülmüş, sarsılmış, ama yenilmemiş.

Oturup aynı kitabı bu kez Kürtçe yazmış, “Berxwedan Jiyan e” adıyla yayınlanmış.

Kitabın Türkçe orijinali ise bazı sayfaları ve son birkaç bölümü eksik olarak ancak 24 yıl sonra bulunmuş…

Medeni Masalya Ülkesi adlı eserinde o gizemli masal dünyasına yeniden dalarak gerçeklikle efsanenin diyalektik bütünlüğünü şiirsel bir dille anlatıyor:

Masalya Ülkesi‘nde bir serçe kuşunun despotizme karşı mücadelesi…

Medeni‘nin onyıllardır süren mücadelesi de özünde Türkiye Ülkesi‘nde Tayyip’ler ve benzerlerinin despotizmine karşı barış ve özgürlük mücadelesi…

Yıllarca zindanda yatırıldıktan sonra Avrupa’nın başkentinde derneği ateşe verilen, doğduğu köyde anne ve babası hunharca katledilen, şimdi de medya havuzunun bir muhribi tarafından yaylım ateşine tutulan Medeni‘yle dayanışma göstermek tüm demokratların görevi…

Dayanışma gösterilsin ki, Masalya ülkesinin yaratıcı ve yürekli serçesine kıyılmasın!

*MEDENİ FERHO’NUN ESERLERİ 

Roman:

Hades İş Başında; Xaltîka Zeyno (Zeyno Hala); Beranê Kozî (Kozeli Koç); Xewnên Pînekirî (Yamalı Rüyalar); Berxwedan jiyan e- (Yaşamak Direnmektir); Marê Di Tur de (Torbadaki Yılan); Geliyê Girî (Ağlama Vadisi); Mîrza Mihema (Prenses Mıhema); Dora Bacinê Bi Dar e- (Bacın Koyu Ağaçlıdır); Çîroka Me (Bizim Hikayemiz); Selwa (Birîna Daxdayî Şingal-Şıngalın Dağlanmış Yarası); Masalya Ülkesi.

Baskıda: Nısebin (Nusaybin)

Oyku: Kaytan Osman.

Şiir:

Mapusluk Gerçeğim; Toprağın Türküsü; Destegul; Hey Gerila; Stranên Jiyanê (Yaşam Şarkıları); Banga Hawarê (Çağrı); 3 Gul; Roboskê; Lebşêrîna Ezda.

Destan: Destanê Efrînê (Efrin Destanı)

Ayrı:

Sayın Başkan – Mektuplar; Rojnîvîsên Girtîgehê (Cezaevi Günlükleri); Rewşa Romana Kurdî (Kürt Romanı’nın Durumu); Roj Baş Qendîl (İyi Günler Qendil); Romana Kobanê (Kobane Üzerine); Medya Ziman û Civak (Medya-Dil ve Toplum); Cihana Zımane Kurdi (Kürt dili dünyası)

https://artigercek.com/yazarlar/doganozguden/kurt-aydini-medeni-ye-gayri-medeni-saldiri

F
E
E
D

B
A
C
K